Arif Keskiner son yolculuğuna uğurlanıyor

Posted by

“Kapıcılar Kralı”, “Köşeyi Dönen Adam”, “Piano Piano Bacaksız”, “Maden”, “Selvi Boylum Al Yazmalım”, “Sensiz Yaşayamam” ve “Namus Borcu” filmlerinin yapımcısı, Çiçek Bar’ın (Sinema Sevenler Derneği Lokali) sahibi Arif Keskiner, 86 yaşında vefat etti. Keskiner için bugün Cemal Reşit Rey Kültür Merkezi’nde tören düzenlendi.

Törende ilk olarak Keskiner anısına hazırlanan video gösterildi. Ardından ilk konuşmayı yapmak üzere Baran Seyhan sahneye çıktı.

Seyhan, “Arif ağabeyin sevginin emek olduğunu herkesin dimağına kazıyan o filmin yapımcısı olması tesadüfse, ilahi bir tesadüftür” dedi.

‘TANIDIĞIM EN İYİ HİKAYE ANLATICISIYDI’

Sahneye çıkan Levent Özdilek, şöyle konuştu:

“Ben Arif ağabeyi tanıdığımda aşağı yukarı ilkokuldaydım. 50 yılı geçti. Onu dev bir kadroyla tanıdım. Rahmetli babam, Yılmaz Güney, Atıf Abi, Tuncel Kurtiz… 50 yılı geçti, beraber çok şey yaşadık. Bana o kadar çok şey öğretti ki. Benim bu mesleğe yönlendirenlerin başında gelir. Bugünlere kadar geldim. Öğrendiğimden beri çok üzgünüm, biraz da geç öğrendim. Hemen Menderes’i aradım. Biz ‘aga’ deriz, baş tacı, her koşulda yanında olan demek. Arif’e de öyle derdik. Vefaya ve dostluğa çok önem veren biriydi. Zaman zaman çok güzel konuşur, hayatımda tanıdığım en iyi hikaye anlatıcısıydı. Edebiyat onun için çok önemliydi. Okumayı, yazmayı, kitap sevgisini aşıladı. Kitabım ilk bittiği zaman ona götürmüştüm, okuduktan sonra o kadar iyi yönlendirdi ki. Barışa çok önem verirdi. Bu ülkenin ve dünya barışına katkıda bulunmak için çok savaştı. Dünya çapındaki bütün yazarları tanır ve çok severdi, bir edebiyat aşığıydı.

Menderes’in söylediği, bizim için çok önemli bir şey vardı, ‘Kardaş liderimizi kaybettik’ dedi. Bu beni çok etkiledi. Arif Aga bizim çok önemli liderlerimizden biriydi.”

‘HERKES ONUN NASIL VEFALI OLDUĞUNU BİLİYORDU’

Zeynep Oral ise “Arif iyi bir insandı. Sevgi doluydu, saygılıydı. Herkes onun nasıl vefalı olduğunı biliyordu. Yılmaz Güney’in filmini Cannes’a götüren oydu. Sözünü etmediğimiz bir konu da örgütçülüğüydü. Sinametek’ten Nazım Hikmet Vakfı’na, oradan Pen Yazarlar Derneği’ne Arif’le çalışma şansı buldum. Bir sorun mu var, Arif halledebilirdi. Hedefe odaklanır ve sorunu çözerdi. ‘Yetiş Arif’ dedik mi hemen koşardı. Kimileri mal mülk biriktirirdi, Arif dost biriktirdi. Kötülüğün egemen olduğu bir ülkede o her daim solda kalan bir insandı. Nereye gidecek olursam olayım, 55 yıllık sevgili eşim, ‘Arif de var mı?’ diye sorardı. Çünkü o varsa güvencedeydim demek. Hepimizin güvencesiydi Arif” dedi.

‘BEN ONA KOMÜNİST ARİF LAKABINI TAKMIŞTIM’

1977-1980 yılları arasında İstanbul Avcılar Belediye Başkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi XVIII. Dönem İstanbul Milletvekilliği yapmış olan Yüksel Çengel, “1 Eylül 1953’ten beri kesintisiz arkadaşım Arif. Arif hep az konuşan, işin özünü söyleyen, sıkıntılı anlarda vefa gösteren, yanlışa yanlış doğruya doğru diyen biriydi. Çok önemli bir arkadaşımdı” dedi.

Çengel ayrıca, “Ben Arif’e komünist Arif lakabını takmıştım” diye konuştu.

Haluk Oral, “Arif abiyi son 8 yılda haftada en az bir kere gördüm. Bizim tavlamıza her şey dahildi. Kimi sorsam Arif ağabey bilirdi. İnanılamayacak kadar insan tanırdı. Arif ağabeyin gözlerinin yaşardığına da şahit oldum. Kötü durumda olan birini anlatırken, eski bir arkadaşını kaybettiğini anlatırken gözleri yaşarırdı. Bir insan sarrafıydı. Bir insanı bir veya iki kelimeyle anlatırdı, hep de haklı çıkardı. Yattığı yerde rahat etsin, anısı da hep yaşasın” ifadesini kullandı.

‘HOŞÇAKALIN DOSTLARIM’

Melih Güneş ise “Biricik oğlu Hasan, can yoldaşı Hümeyra hepimizin başı sağ olsun. Bu bir veda değil, onca kitap yazmış, sevgisini yaymış bir insana veda kolay değil. Ondan telefon geldiğinde heyecandan konuşamamaya veda… İyiliğin hep sonda ve solda kalan insanıydı. Ben onu asaleti ve zarafetiyle de anmak istiyorum” dedi.

Güneş konuşmasının ardından Nazım Hikmet’in ‘Hoşçakalın Dostlarım’ şiirini okudu.

Menderes Samancılar, “1974’te Fotoraman Kralı seçilmiştim bir gazetenin yarışmasında. Adana’dan yola çıkarken Adanamızın bir tarzanı vardı. Dedi ki ‘Doğru gidiyorsun Arif ağabeyi buluyorsun, o seni birinci yapar. O yoksa Koçak Film’e gideceksin, torpilsiz olmaz’ demişti. Bulamamıştım.. Torpilsiz de olsa kazandım. Daha sonra bir yerde karşılaştık, oradan sonra bir daha da ayrılmadık. 50 yıl oldu. Allah herkese böyle büyük adamlar nasip etsin” ifadesini kullandı.

‘GÜLE GÜLE KOMÜNİST ARİF’

Nur Sürer, “Ben Arif ağabeyi severim de, Keskiner ailesini de bir başka severim. 77’de tanıştım Arif ağabeyle. Ne sevgilerini eksilttiler benden, ne ağabeyliklerini, ne dostluklarını. Bazı insanlar hiç ölmezmiş gibi gelir ya, onlardan biri de Arif ağabeydi benim için. 6 gün önce konuştuk, aynı delikanlılıktaydı. Bizim Arif ağabeyimizdi, çok değerliydi bizim için. Güle güle Komünist Arif, güle güle Çiçek Arif” diye konuştu.

Arif Keskiner’in kardeşi Abdurrahman Keskiner, “İnsanlar ne söyleyeceğini bilemiyor. Ağabeyim 1953’te İstanbıl’a geldiğinden beri güzel dostluklar, arkadaşlıklar edindi. Tüm dostlarına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Geldi, gördü, yaşadı, en güzel şekilde yedi, içti, eğlendi ve mutlu olarak gitti” diye konuştu.

‘ONU HİÇ UNUTMAYACAĞIZ’

Keskiner’in eşi Hümeyra Erdoğan, “Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Hayatımın 25 yılımı onunla geçirdim. Sevginin emek, dostluk, güven olduğunu bana o öğretti. Son ana kadar hep yanımdaydı. Son zamanlarda minik tavşanımızdı. İnşallah gittiği yerde mutludur çünkü biz onu hiç unutmayacağız” dedi.

Keskiner’in cenazesi, tören sonrası Teşvikiye Camii’nde öğle vaktinde kılınacak cenaze namazından sonra Kilyos Demirciköy Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir